Türk dostlarıma açık bir mektup
Author: İsrael Hanukoğlu
Published in: FTAA list - October 27, 2000.
Türkiye'den saygıdeger bir arkadaşım bana çok üzücü kısa bir mesaj yolladı. Mesajına Filistinli Arapların hazırladığı bir resim koleksiyonu ilave etti. Bu koleksiyonda bazı resimler Filistinli bir kaç çocuğun vücutlarında kurşun yaralarını gösteriyor ve diğerleri de İsrail'li askerlerin silahlı resimlerini gösteriyor.
Bu mesaja cevap olarak kendisinden aşağıdaki sorulara cevap vermesini rica ettim:
Sevgili arkadaşım, neredeydiniz siz İsrail'in içinde, Tel-Aviv'de, Natanya'da, Holon'da daha bir sürü şehirlerde Arap teröristler bomba patlatıp yüzlerce masum çocuk, kız, kadın öldürdüklerinde?
Sizin haberiniz var mı ki Arap teröristleri, hem Gazze'de hem Lübnan'da çocukları ön cepheye koyup çoçukların arasından İsrail'liler üzerine otomatik mitralyözden ateş açıyorlar? Araplar bu şekilde davranıyor, çünkü siz bilmesseniz bile, onlar çok iyi biliyorlar ki İsrail'li askerler çocukların üzerine ateş açmamak için kendi hayatlarını tehlikeye atmaya alıştılar!
Filistinli Arap'lar artık açıkca beyanda bulunuyorlar. Amaçları İsrail'i yok etmek. Biz çocuklarımıza Atatürk'ün dediği gibi "Yurtta sulh ve cihanda sulh" öğrettiğimizde onlar çocuklarını İsrail'e karşı savaşta şehit edilecek kurban olarak görüyorlar. Evden eve dolaşıp annelerden cepheye koyulacak çocuklar arıyorlar.
Haberiniz var mı ki Filistinliler durmadan İsrail'de Gaza'nin güneyinde ve kuzeyinde okula giden çocuk dolu otobüslerin ve arabaların üzerine otomatik mitralyözlerle ateş açıyorlar ve molotov kokteyleri atıyorlar? Sormak isterdim size, Türk askerleri bu vaziyette ne yaparlardı?
Siz Türk mertliğiyle, Türk cesaretiyle böyle davranışları kabul edermiydiniz? Acaba siz Arap gazetelerine ve elçiliklerine protesto mektubu yolladınız mı ki küçük çocuklarını ön cepheye koymasınlar diye?
Lütfen bana cevap verin, eğer Türkiye'de bir azınlık, uzun günler ve geceler boyunca Ankara veya İstanbul semtlerini, otomatik mitralyöz ateşi altında tutsalardı ne yapardı şanlı Türk ordusu?
Filistinli Arap kalleşliği burada bitmiyor. Son zamanlarda Arafat'ın askerleri gidip kontrolları altında olan Hristyan Beit Jalla köyünün içinden Kudüs'e bomba atıyorlar. Niyetleri basit: İsrail karşı ateşte bulunduğunda dünya'ya diyebilsinler ki "Yahudiler Hristyanlara karşı da ateş açıyorlar"!
Haberiniz var mı ki her Filistinli çocuğu İsrail'lileri öldürmek için, İsrail'e karşı Cihad açmak için eğitim görüyor? Biliyormusunuz ki kendileri daha ilkokul çağında bile İsrail'e karşı şehit olmak için yetiştiriliyor? İnanmiyorsanız lütfen bir çocuk yurdunda çekilen iki filme bakın:
https://www.youtube.com/watch?v=HXUATvjROlo
https://www.youtube.com/watch?v=OfAF2CwtW2Y
https://www.youtube.com/watch?v=vDtrcECrX_8
Otomatik tüfek ile askeri talimlerini görün!
Haberiniz var mı ki Filistinli örgütler durmadan çocuklarını, ve askerlerini Hitler gibi Nazi eğitimiyle yetiştiriyorlar?
Ben Çanakkale'de birinci dünya savaşında Türk askerlerinin yaralanan düşmanlara nasıl yardım ettiği hakkında yazılar okudum. Böyle cesur bir milletin evladı olarak, Arapların ellerine düşen İsrailli askerleri parça parça edip işkencelerle öldürmelerini kabul edebilir misiniz?
Haberiniz var mı ki yüzden fazla Arap teröristi vücutlarına bomba bağlıyarak İsrail'de kalabalık yerlere gidip kendilerini bomba ile beraber patlatıyorlar? Bu vahşi intihar ve katliamı da "Allahü Ekber" diye bağırarak "Allah'ın" adına yaptıklarını belirtiyorlar. Kendilerinin 100 yıl boyunca İsrail'e karşi savaşlarını bir Müslüman savaşı olarak göstermek istiyorlar.
Biz Türkiye'de gururla büyüdüğümüzde konu açıldığında Türk arkadaşlarla ve komşularımızla daima hemfikirdik ki, inandığımız tek Tanrı gerek Musevi, gerek Müslüman olalım evremi yaratan aynı Tanrıdır.
Maalesef, Arapların gerek kendi çocuklarına ve gerek kendi milletlerine ve bilhassa İsrail'deki Musevilere davranışını gördükten sonra, artık maalesef öğrendim ki Arap'ların Tanrısı ne bizim, ne de Türk milletinin Allah'ı ile aynı olamaz!
Hiç şüphem yok ki, dünyanın hiç bir ülkesi İsrail ordusu kadar yumuşak şekilde davranmazdı. Inan bana arkadaşım, hayat korumak için elimizden her geleni yapacagiz. Ama artık Naziler zamanında olduğu gibi bizi fırına koymaya hazırlıklarında sessiz sedasız sıramızı beklemiyeceğiz!
İsrail'de Ermeni sorunu gündeme konduğunda en başta İsrail Türk Musevi cemaati demeçleriyle Türkiyenin savunmasını yaptı ve belirtti ki Birinci Dünya Savaşında Türkiyenin bütünlüğünü ve egemenliğini korumak hem hakkı ve hem vazifesiydi. Bizim şu anda Türk dostlarımızdan beklediğimiz ne bizi ve ne de Filistinlileri kör olarak desteklemesi değil, ama gerçeği görerek, kendinizi bizim yerimize koyarak olayları yorumlamanızdır.
Ne olursa olsun, en büyük ümidim İsrail ve Arap ülkeleriyle devam eden savaşların Türk milletiyle İsrail arasındaki ilişkileri menfi olarak etkilememesidir.
Bu ümitle tekrar bütün İsrail milletinin Atatürk'ün dediği gibi "Yurtta sulh cihanda sulh" prensibine bağlı olduğunu bilhassa belirtmek isterim.
Sevgi ve saygılarımla,
Prof. İsrael Hanukoğlu
Rishon LeZion, Israel